Eğitim Bir-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, son günlerde eğitimcilere karşı uygulanan şiddet olaylarından büyük üzüntü duyduklarını söyledi.Nevşehir Ticaret Meslek Lisesi önünde şube yöneticileri ile birlikte bir basın açıklaması yapan Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, son iki hafta içerisinde 8 öğretmenin saldırıya uğrayarak ölümden döndüklerini söyledi. Şiddetin toplumsal bir sorun haline geldiğini belirten Özdemir, “Her tarafı cennet olan ülkede neredeyse cinnet toplumuna doğru yol alıyoruz. Aklını ve duygularını yönetemeyenler şiddeti seçiyor, gerekli tepki verilmediği, failler bedelini ödemediği için şiddet sıradan bir olaymış gibi toplum tarafından kanıksanıyor. Masum bir hak arama yöntemi gibi yaygınlaşıyor. Hâlbuki şiddetin masumu değil mağduru vardır. Mağdur bazen doktor, bazen öğretmen, bazen kadın, bazen çocuktur” dedi. Bu gün yaşanan sorunların geçmişte belirlenen eğitim politikalarının doğal sonucu olduğu gibi, bu gün uygulanan politikalar ise geleceğin sorunlarını belirleyeceğini kaydeden Mustafa Özdemir, toplumsal kalkınma da çürümenin de eğitimden geçtiğini vurguladı. En iyi eğitimin öğretirken eğiten eğitim olduğunu ifade eden Özdemir, “Eğitim müfredatında öğretmeyi değil, eğitmeyi hedefleyecek şekilde “değerler eğitimini” önemseyen toplumlar, geleceği belirleyeceklerdir. Akıllı tahtalarla sınıfları donatmak, daha kolay öğrenen, daha zeki çocuklar yetiştirebilecektir ama daha ahlaklı nesil yetiştirmek, değerler eğitimini önemseyen bir eğitim müfredatıyla olacaktır. Bu konuda iyi bir müfredatın tek başına yetmeyeceğini, öğretmenlerin özverisi gerektiğini biliyoruz. Öğretmenlik mesleği bu açıdan son derece önemlidir. Bunun içindir ki Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiştir. Biz, kandil gibi kendini tüketip etrafa aydınlık vermeye çalışan öğretmenler olarak, kimseden kırk yıl köle olmasını beklemiyoruz. Ama en azından saygı bekliyoruz. Bu saygı Hükümet tarafından da gösterilmelidir. Öğretmenler kamuda neredeyse en düşük ücretle çalışan kamu görevlileri haline gelmiştir. Kamuda “eşit işe eşit ücret” düzenlemesinde de öğretmenler kapsam dışında tutularak mağdur edilmiş ve durumları toplu sözleşme masasında görüşülmek üzere ötelenmiştir. Bu gün toplu sözleşme görüşmelerinin ilk günüdür. Öğretmenlik mesleğinin ekonomik itibarı masada mutlaka düzeltilmelidir. Bu hususta Hükümetten masada bahane değil gereğini yapmasını bekliyoruz” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’den, taşıdığı sorumluluğun gereğini yapmasını istediklerini ifade eden Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gereğini yapmak okullara bütçe vermeyip öğretmeni tahsildar konumuna, sokup, veli ile karşı karşıya getirip daha sonra da “Veliyi üzeni bende üzerim” demek değildir. Gereğini yapmak eğitimcileri karşısına almak değildir. Dünyanın hiçbir yerinde askerlerini aşağılayarak başarıya ulaşmış komutan gösteremezsiniz. Ve yine hiçbir yerde kendi personeline fedakârlık yapmayanların, değer vermeyenlerin, personelinden de fedakârlık beklediğini göremezsiniz. Öğretmenliğin diğer meslek guruplarından farkını biliyoruz. Sorunların temelinde eğitimin yattığının da bilincindeyiz. Fakat bir hususun altını çizmek isteriz. O da, eğitim sadece öğretmenlerin sorunu değildir. Toplumda çürümeler başlamışsa bunun tek sorumlusunun öğretmenler olmadığını bütün kamuoyu bilmelidir. Çocuğun eğitiminde başta anne, baba, olmak üzere bütün yetişkinlerin payı vardır. Kızılderili atasözünde belirtildiği gibi “Bir çocuğun eğitiminden bütün mahalle sorumludur. ” Herkes bu bilinçle hareket etmelidir. Velinin, öğrenci yakınının öğretmeni hedef aldığı bir ortamda kimsenin şikâyet etme hakkı kalmaz. Biz bu gün buraya asla çocuklarımızdan, öğrencilerimizden şikayet etmek için toplanmadık. Buraya, başta anne babalar olmak üzere yetişkinlerin sorumlu, yetkililerin ise duyarlı davranmasını istemek için toplandık. Geride bıraktığımız iki hafta içinde 8 meslektaşımız darp edilip, yaralanıp, şiddete maruz kaldıysa, yani şiddet öğretmene kadar uzandıysa “toplumun ayağının altındaki halı kaymak üzeredir” demek için toplandık. Televizyon dizilerinde öğretmen tiplemeleri ile mesleğin saygınlığını hedef alan maksatlı yayın ve yapımların davetiye çıkardığı tehlikelere işaret etmek için toplandık. “ |
3932 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |